deryayla

Archive for the ‘internet’ Category

>

Hayırlı cumalar.ALLAHIN RAHMET VE BEREKETİ ÜZERİMİZE OLSUN.Ya Resullullah! Aman yarabbi ya rabbena her halimiz malumdur sana, gece gündüz yalvarırım sana. Her zaman sana muhtacım, cemalini göster bana.

Evet hepinize kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum bugün sizlerle mailime gelen harika bir yazı paylaşıcam.


ŞÜKÜR TABLOSU


Evini bir ev ziyareti sonrası temizlemek için saatlerce uğraşıyorsan
Bir çok arkadaşın var demektir


Faturalarını ödeyebiliyorsan
Bir işin var demektir.


Pantolonun biraz sıkıyorsa
Aç kalmıyorsun demektir.


Gölgen seni izliyorsa
Güneş ışığını görüyorsun demektir.


Otobüsten indiğin yerden işyerine yolu uzun buluyorsan
Yürüyebiliyorsun demektir


Hükümet hakkında eleştiri yapabiliyorsan
Konuşma özgürlüğün var demektir


Yanındaki adamin sesinden rahatsız oluyorsan
Duyuyorsun demektir.


Camları silmen , çatıyı onarman gerekiyorsa
bir evde yasiyorsun demektir


Doğalgaz faturan yüklü geliyorsa
Isınıyorsun demektir
Yığınla yıkanacak ve ütülenecek çamaşırların varsa
Yığınla giyeceğin var demektir


Çalar saatin sabahın nurunda çalıyorsa
Yaşıyorsun demektir


Aksamları kendini yorgun hissediyor ve bacakların ağrıyorsa
O gün üretici olmuşsun demektir


VE TÜM BUNLARIN FARKINA VARABİLİYORSAN!
MUTLUSUN DEMEKTİR
KANAAT VE ŞÜKÜR….
Sorunsuz bir yaşam değil,
Onlarla başa çıkabilme yeteneği demektir…
SANMA Kİ DERT SADECE SENDE VAR..
SENDEKİ DERDİ NİMET SAYANLAR DA VAR..
Demek ki neymiş :
Derdimi dinledim, derdimden iğrendim…
Onun derdini gördüm, derdime imrendim…
Ömür dediğin üç gündür,
Dün geldi geçti, yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür,
O da bugündür…

>

Şekerler eskiden hoşuma giden yazıları sizlerle paylaşırdım uzun zamandır yapmadığımı fark ettim. CAN YÜCEL’e olan beğenimi her zaman ifade etmişimdir.Şimdi sizlerle yine kendisinin harika bir şiirini paylaşıcam. HEPİNİZİ KOCAMAN ÖPÜYORUM:))

TAM ZAMANINDA YAŞAMAK

Yemek de boş içmekte,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.
         Bisikletinin gidonunu
         Tam zamanında çevirmelisin
          Düşmemek için.
         Tam zamanında frene basmalı,
         Tam zamanında yola koyulmalısın.
Tam zamanında okşamalısın başını
O üzüm gözlü çocuğun
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,
Tam ağlamak üzereyken.
Tam zamanında koymalısın elini omzuna
En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.
          Tam zamanında tutmalısın düşerken
          Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.
          Tam zamanında acımalı yüreğin
          Afyon’da Hasan Ağabey’in evi yıkılınca başına
          Evsiz kalınca çoluk çocuk
          Ki uzatasın elini bir parça.
Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevgisinden şımarmaya başlayanları.
Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçün de arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.
          Tam zamanında öğretmelisin oğluna
          Gerekiyorsa yumruk atmayı
          Tam burnunun üstüne
          Tiksinmeden pisliğinden,
          Yukarı mahallenin sümüklü bebesi
          Misketlerini zorla almaya çalışırsa.
Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfredince filmin bir yerinde.
          Tam zamanında yatmalısın
          Yola çıkacaksan ertesi gün
          Ve arabayı kullanan sensen
           Sana emanetse çoluk çocuk
           Ve kendin.
Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
             Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.
             Tam zamanında konuşmalı
             Tam zamanında şarkı söylemeli
             Tam zamanında susmalısın.
             Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa
             Annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.
Tam zamanında için titremeli,
Tam zamanında aşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.
Tam zamanında toplamalısın oltanı
Belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.
          Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
          Tam zamanında ölmelisin
           Iskalamak istemiyorsan hayatı.
          Haydi şimdi kalk bakalım
          Silkin şöyle bir
         At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
         Vakit zannettiğinden daha az


Haydi kalk bakalım
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI…..


Can YÜCEL

>

Evet dostlar artık bahar geldi ve bende bahara yakışan bir şablon buldum kendime ve çok güzel bir şiir sizlerle paylaşmak istedim.Tüm yaşamınız bahar gibi rengarenk olsun hepinizi çok seviyorum…


Posted on: Mart 18, 2009

>

>

>

Merhaba canım dostlarım sizlerle canikom FERZAN tarafından bana gönderilen bir maili paylaşmak istedim.Ben çok beğendim,inşallah sizlerde beğenirsiniz.
Canikom sanada sonsuz teşekkürler iyi ki varsın…

İKİ ŞEY…

İki şey ‘Kalitesiz İnsan’ın özelliğidir :
1- Şikayetcilik
2- Dedikodu

İki sey çözümsüz görünen problemleri bile çözer :
1- Bakış açısını değiştirmek
2- Karşındakinin yerine kendini koyabilmek

İki şey yanlış yapmanı engeller:
1 – Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgecinden geçirmek
2- Hak yememek

İki sey kişiyi gözden düşürür :
1- Demagoji (Laf kalabalığı)
2- Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez göstermek)

İki şey insanı ‘Nitelikli İnsan’ yapar :
1- İradeye hakim Olmak
2- Uyumlu Olmak

İki şey ‘Ekstra Değer’ katar :
1- Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
2- Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek

İki sey geri birakir :
1- Kararsızlık
2- Cesaretsizlik

İki şey kaşif yapar :
1- Nitelikli cevre
2- Biraz delilik

İki şey ömur boyu boşa kürek çekmemeni sağlar :
1- Baskın yetenegi bulmak
2- Sevdiğin işi yapmak

İki şey başarının sırrıdır :
1- Ustalardan ustaliği öğrenmek
2- Kendini güncellemek

İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır :
1- Niyetin saf olması
2- Ruhsal farkındalık

İki şey milyonlarca insandan ayırır :
1- Sorunun değil, çözümün parçası olmak
2- Hayata ve her şeye yeni (özgün, orijinal, farklı) bakış açısıyla yaklaşabilmek

İki şey gelişmeyi engeller :
1- Aşırılık (mubalağa, abartı, ifrat, tefrit)
2- Felakete odaklanmış olmak

İki şey çözüm getirir :
1- Tebessüm (gülümseme)
2- Sükut (susmak)

İki şeyin değeri kaybedilince anlaşılır:
1- Anne
2- Baba

İki şey geri alınmaz:
1- Geçen zaman
2- Söylenen söz

İki şey gerçek sondur:
1- Cennet
2- Cehennem

İki şey ulaşmaya değerdir:
1- Sevgi
2- Bilgi

İki şey ‘hayatta önemli olan her şey’ içindir :
1- Nefes alabilmek
2- Nefes verebilmek

İki şey özgürlüktür :

VATAN VE BAYRAK !

>

Canım kardeşim ANLAM tarafından gelen bir maili paylaşmak istedim sizlerle.Okuyunca ne kadar doğru diyoruz ama bazen bilerek veya bilmeyerek bildiğimizden şaşmıyoruz.Tüm sevgilerimle…………

İsra 37: Kibirli olma, alçakgönüllü davran.Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma.Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.Beled 5-6: Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.Hucurat 10: Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap.Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle.İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart.Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.Rahman 7-9: Çıkarcı olma. Adil davran.Tekasür 1-2: Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.Tevbe 40: En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.Hakka 33-35: Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol.Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.Münafıkun 4: Bencil olma, tebrik etmeyi bil.Saff 2: Yalandan uzak dur.Yusuf 32-33: Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme.Ankebut 41: İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.Al-i İmran 92: İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.En’am 50: Önyargılarla hayatı kendine zehir etme.En’am 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın.Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.Hacc 46: Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme.İsra 23: Anne ve babana ‘off‘ bile deme.Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur.Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını kabul et.Enfal 56: Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma. Furkan 43: Heveslerini kendine ilah edinme.Necm 3: İnanma duygunu diri tut.Nisa 58: Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme.

>Ekonomistler der ki:
ÖPÜCÜK, talebin her zaman icin arzdan fazla oldugu bir alisveristir…



Muhasebeciler der ki:
ÖPÜCÜK, geri dönüsüm sagladigi icin kar orani yüksek bir tür kredidir..

Matematikciler der ki:
ÖPÜCÜK, sonsuzluktur cünkü burada 2 nin boleni yoktur.

Geometriciler der ki:
ÖPÜCÜK, iki dudak arasindaki en kisa mesafedir

Fizikciler der ki:
ÖPÜCÜK, kalbin yogunlasmasi sonucu iki dudagin birbirine yapismasidir.

Kimyacilar der ki:
ÖPÜCÜK, iki kalbin birlesmesi sonucu ortaya cikan reaksiyondur.

Anatomi profesorleri der ki:
ÖPÜCÜK, ask ve heyecan tasiyan bakterilerin tükürük yoluyla agizdan agiza gecmesidir.

Fizyoloji profesorleri der ki:
ÖPÜCÜK, insan vücüdundan 2 adalenin heyecanla birbirine degerek
kasilmalaridir.

Diş Hekimleri Derki:ÖPÜCÜK, hem bulasici hem de antiseptiktir.

Istatistikciler der ki:
ÖPÜCÜK, 90-60-90 ölcülerindeki artma ya da azalmaya bagli olarak
degisiklik gösterebilen bir olgudur

Filozoflar der ki:
ÖPÜCÜK, cocuklar icin oyun, gencler icin zevk, yaslilar icin güvendir

Dilbilgisi ogretmenleri der ki:
ÖPÜCÜK, tekil gibi görünen ama cogul olan, cins isim gibi görünen ama
özel olan, ve her cümlede bir anlam ifade eden kelimedir…

Mimarlar der ki:
ÖPÜCÜK, iki dinamik nesnenin arasinda saglam bir köprü olusturan degerdir.

Ve Bilgisayar Bilimcileri der ki:
ÖPÜCÜK, bazen iki sistemin iletisimini hizlandiran önemli bir sistem dosyasi, bazen de bütün sisteminizi altust eden bir virüstür…


>

İnsanların fıtratında mıdır bilinmez varken değerini bilmediğimizi kaybedince, gidince anlıyor ve arıyoruz. Ulaşamamanın ve bir daha geri gelmeyeceği gerçeğinin verdiği gerçekle daha da bir özlüyoruz. Nice kahramanlar, nice komutanlar, nice devlet adamları, nice liderler çıkartmış Türk Milleti tarihinde bu kadar iz bırakan ve arkasından hala konuşulan ifade edilirken acaba hangi özelliği ile vurgu yapayım diyeceği bir komutan, bir lider, bir devlet adamı, bir öğretmen, bir devrimci, bir siyaset adamı, bir sanatçı belki de en güzeli BİR DEHAYI asla unutmayacaktır. Şimdi daha da iyi anladığımızı düşündüğümüz TÜRK’ÜN ATASI YÜCE TÜRK’Ü yaşadığımız her gün arıyoruz. Yakmış olduğu sonsuza kadar TÜRK’ÜN var olma mücadele ateşini söndürmemek için bizler onun izini takip ediyoruz.
Sevgili ATAMIZI BİR GÜN değil HERGÜN Rahmetle ve minnetle anıyoruz, mekânı cennet, ruhu şaad olsun.

>

Kavanoz ve 2 Fincan Kahve: Ne zaman hayatında bazı şeyler taşınamaz hale gelirse, ne zaman 24 saat kısa gelmeye başlarsa, o zaman mayonez kavanozu ve 2 Fincan Kahveyi hatırlayınız! Bir gün bir Felsefe profesörü, elinde birkaç kutu olduğu halde derse gelir. Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir mayonez kavanozunu alır ve ağzına kadar tenis topları ile doldurur. Ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar; Öğrenciler ittifakla kavanozun dolduğunu ifade ederler, Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldığı çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar, onlar da ‘evet’ doldu derler, profesör bu defa masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar, Öğrenciler de koro halinde ‘evet’ derler. Bu sefer profesör masanın altında hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, Kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrenciler gülerler! Profesör öğrencilerin gülüşünü destekleyerek ‘eveet’ Diyerek; Ben ‘Bu kavanozun bizlerin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım’ Der. Şöyle ki; Bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir; aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeylerdir. Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur. O çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız vs. Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir. ‘Şayet Kavanoza önce kum doldurursanız…’ diye, anlatmaya devam eder, ‘çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına (yeterli) yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır . . . Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arz Eden şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın. Sağlığınıza dikkat edin. Eşinizle, dostunuzla yemeğe çıkın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin. Gerisi hep kumdur. Bu Ara Bir öğrenci sorar; ‘Peki, O iki fincan kahve nedir?’ Profesör tebessümle: ‘Hayatımız ne Kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarımız ve sevdiklerimizle bir fincan Kahve içecek kadar yer vardır!!!

Blog Stats

  • 147.023 hits

En Fazla Tıklananlar

  • Hiçbiri